Microsoft Türkiye Kurumsal İletişim Direktörü Aslı Arbel tarafondan kaleme alınan Çalışma hayatında eskiye dönüş mümkün mü? yazısı oldukça dikkat çekici detaylara sahip
Tüm dünyada çalışma hayatını derinden etkileyen pandemi sürecinde, birinci derecede önem verdiğimiz konu tabii ki çalışan sağlığı oldu.
Tüm dünyada çalışma hayatını derinden etkileyen pandemi sürecinde, birinci derecede önem verdiğimiz konu tabii ki çalışan sağlığı oldu. Müşterilerimizin ve çalışanlarımızın sağlığını ve güvenliğini korumak adına dünya genelindeki 2000 kadar fiziksel mağazamızı geçici olarak kapattık. Pandemi öncesinde haftanın belirli günlerinde uygulanan evden çalışma sistemimizi, pandemi sürecinde küresel olarak tüm şirkette yaygınlaştırdık ve nihayetinde hem çalışanların hem de şirketin ihtiyaçlarını karşılayan hibrit bir modele geçiş yaptık. Bir teknoloji şirketi olarak, yaratıcısı olduğumuz MSN, Skype, Teams gibi uygulamaları aktif kullanmaya alışkın olduğumuz için, uzaktan çalışma ekseninde şekillenen yeni düzene ayak uydurmamız hiç zor olmadı. Kendi çalışanlarımız için gerekli altyapımız hazırdı. Engelli çalışanlarımızın evden çalışmaya geçişinde fiziksel anlamda ekstra bir destek vermeye özen gösterdik.
Pandemi sürecinin başında, daha önce deneyimlemediğimiz bir durumla karşı karşıya olmanın getirdiği bir belirsizlik ve bu belirsizlikten doğan bir tedirginlik tabii ki hepimizde vardı. Ancak Microsoft’un çalışan bağlılığına ve çalışanlar arasındaki iletişime verdiği önem, pandemi döneminde performans üzerinde olumlu bir etki yarattı. Haftada 2 gün Microsoft Teams platformu üzerinde “sanal teras” adını verdiğimiz çevrimiçi şirket toplantıları düzenleyerek üretkenlik ve motivasyon odaklı çalışmalar yaptık. Sürekli evde bulunmamızı gerektiren bu dönemde yoğun toplantı trafiğini nasıl yöneteceklerine ve nasıl daha verimli çalışabileceklerine dair çalışanlarımızla sık sık bilgi paylaşımında bulunduk. Globalde oluşturulan psikolojik destek hattı üzerinden ihtiyaç duyan çalışanlarımıza 6 seansa kadar terapi desteği verdik. Okulların kapanmasıyla başlayan karantina döneminde 12 yaşından kü.ük çocuğu olan çalışanlara ekstra izin hakları sunduk. Kota sorumluluğu taşıyan bütün ekiplerin üzerinde baskı oluşmaması için kotalarını %90 oranında doldurdukları varsayılarak ödemeleri buna göre yapıldı. Çalışanların motivasyonunu yüksek tutmak adına aldığımız bu gibi önlemler sayesinde hem çalışanların hem de yöneticilerin işlerini sağlıklı bir şekilde yürütebildikleri bir uzaktan çalışma ortamı tesis etmeyi başardık.
Work Reworked araştırmasının sonuçları iş hayatının geleceğine ışık tutuyor. Çalışma hayatının pandemi öncesi döneme dönmesini çok uzak bir ihtimal olarak görüyoruz. Pandeminin yarattığı uzaktan çalışma/öğrenme gerektiren koşullar her ne kadar birer zorunluluk olarak başlamış olsa da, insanların hayatlarını büyük ölçüde kolaylaştıran teknolojilerle tanışmalarını sağladı. Modern hayatın yoğunluğu ve koşuşturması içinde dijital dönüşümün avantajlarını deneyimleyen insanların, pandemi sonrasında da bu teknolojik enstrümanları kullanmayı bırakmayacaklarını; hatta aksine, belki de daha yoğun bir şekilde kullanacaklarını düşünüyoruz.
Bu noktada şirketlerin yeni hibrit düzende çalışanlara nasıl destek olabilecekleri konusunu mercek altına aldığımız Work Reworked araştırmamızın sonuçlarından da bahsetmek isterim. 20 ülkede hayata geçirilen ve Türkiye’nin büyük işletmelerinden de 633 lider ve çalışanın katıldığı anketlerin değerlendirildiği Work Reworked çalışmasından elde edilen verilere göre, Türk yöneticilerin %94’ü hibrit bir çalışma yönteminin kalıcı olacağını öngörüyor. Ancak her ne kadar arzu edilen esnekliği ve avantajları sağlıyor olsa da, uzaktan çalışmanın tam zamanlı hale gelmesi istenmiyor. Bunun sebebi ise ofisin sağladığı iletişim kolaylığı. Bu noktada her iki modelin de en iyi yanlarını tek potada eriten hibrit model ön plana çıkıyor. Hibrit çalışmanın yaratıcılığa olumlu yönde katkı sağladığı da araştırmada elde edilen sonuçlar arasında.
Araştırma, Türkiye’deki çalışanların zamanlarının %43’ünü geleneksel ofis ortamı dışında geçirmek istediklerini gösteriyor. Uzaktan çalışmaya geçen şirketlerin %77’si, bu yeni modelde eskiye oranla daha fazla üretken olduklarını belirtiyor. Araştırma, esnek çalışma modeliyle birlikte, inovasyonla şekillenen kurum kültürünün ve bunu önceliklendiren yeni nesil yöneticilik anlayışının da kalıcı olacağına işaret ediyor. Nitekim, Türkiye’deki şirketlerin %26’sı, ürün ve hizmet anlamında kendisini yenilikçi olarak nitelendiriyor. Yöneticilerin %83’ü operasyonel verimliliğin eskiye kıyasla aynı düzeyde kaldığını ya da yükseldiğini dile getiriyor. Rahat çalışma (ortam ve kıyafet), aile ile daha fazla vakit geçirme ve hobilerine daha fazla vakit ayırabilme şansı, pozitif çıktılar olarak sıralanıyor.
İnovatif şirketler, çalışanlarının %60’ının konsantrasyonu kaybetmeden işe odaklanabildiğini belirtirken; daha az inovatif şirketlerde bu oran %34’e düşüyor. Tüm bu veriler, çalışma hayatında köklü bir kültür değişimine doğru ilerlediğimize işaret ediyor. Öte yandan uzaktan çalışmanın dezavantajları da yok değil. Araştırmaya göre, uzaktan çalışma modeli en çok şirket kültür ve değerlerini tehdit ediyor. Türk yöneticilerin %69’u uzaktan çalışma düzeninde güçlü bir ekip kültürü yaratmakta zorlandıklarını ifade ediyor.
Kaynak: CampaignTR
Comments