Türkiye'de kahve sektöründeki gün geçtikçe artan rekabet ortamı, tüketicileri girişimcilik eğilimine yönlendiriyor
Türkiye'de kahve sektöründeki gün geçtikçe artan rekabet ortamı, tüketicileri girişimcilik eğilimine yönlendiriyor. Her sokakta bir kahveci mantığı, aslında iyi ve nitelikli kahvenin tüketicilerle ne kadar buluşturulabildiğini merak ettiriyor.
Şubeleşmenin yanı sıra kahve üreticisi olarak faaliyet gösteren bir markanın tüketicilere karşı sorumluluğu oldukça yüksek. Sadece kendi bünyesinde kullandığı kahveleri sunmakla kalmayıp, çevresine de ulaştırdığı kahve çekirdekleriyle iddiasını sürdürmesi gerekiyor; kahve sektörü a'dan z'ye bir serüven. Baristasından müşteri memnuniyetine, dijital pazarlamadan kurumsal kimliğe, imajdan en önemlisi de gerçek kahve kalitesinden ve niteliğinden bir kahve markasının sektörde ne kadar süre ayakta kalabildiği anlaşılıyor.
Yeni olmalarına rağmen 15 yıllık deneyimli ekibiyle kendi tesislerinde ürettikleri dünya kahveleriyle sektörde emin adımlarla ilerleyen, nitelikli kahve odaklı bir yolculuğa çıkan delaPau Coffee'yi radarımıza aldık.
delaPau Coffee'nin kurucu ortağı Serap Akçay, müşteri hizmetleri noktasında da tüketiciyle birebir iletişim kurmanın önemini vurguluyor; “Dijital alandaki çalışmalarımızı, müşterilere sunduğumuz hizmetlerle bilgi ve deneyimle birleştirerek tüketicilerle buluşturuyoruz,” diye markanın çıkış noktasını özetliyor.
Her bir kahveyi bir güç sembolü ile eşleştirerek, içecek olmanın ötesinde anlamlar yüklediklerini de ekliyor.
Ataşehir'de bulunan merkezlerinde hem kahve üretim tesisi hem de cafe hizmeti sunuyorlar ve her bir kahve çekirdeğini büyük bir özenle kavurduklarını vurguluyor. Geniş bir dünya kahveleri skalasına sahip olan marka, önümüzdeki süreçte yapacağı yatırımlarla büyümeyi hedefliyor.
Opmerkingen