Ulusal güvenlik gibi alanlarda çok önceleri internete benzer ağlar kullanılmış olsa da bugünkü tanımıyla internetin varlığı yaklaşık otuz yıllık bir geçmişe sahip
Ulusal güvenlik gibi alanlarda çok önceleri internete benzer ağlar kullanılmış olsa da bugünkü tanımıyla internetin varlığı yaklaşık otuz yıllık bir geçmişe sahip. Geçen yaklaşık otuz yıllık sürecin ardından bugün internet ortamında var olmanın ve ayakta kalabilmenin belli başlı dinamikleri olduğunu biliyoruz. Bill Gates bu dinamiklerin tespitini 25 yıl önce yapmış ve söyledikleri ciddi bir anlamda bugünkü internet kavramına dair birçok ipucu taşıyor.
Öncelikle Gates’in ne denli öngörülü ve önemli bir tespitte bulunduğunu anlamak adına dönemin internet sitelerini ve internet anlayışını incelemek gerekmektedir. İlk arama motoru Aliweb 1993 yılında internetin mimarı olan CERN’de kurulmuştu. Kurulan ilk haber sitelerinden biri olan Bloomberg ise tamamıyla şirketlere yönelik bir portalı internette yayına sürmüştü. Şirketlere yönelik olma sebebi, sitedeki içeriklere erişimin yıllık 24 bin dolar maliyete sahip olmasıydı. Bir haber sitesine ulaşmanın 24 bin dolara mâl olduğu 1996 yılında Bill Gates reklam ve içeriğin karşılaştırmasını yapmıştı.
İçerik Kraldır!
Microsoft’un CEO’su Bill Gates, 3 Ocak 1996 tarihinde yazdığı “Content is King” başlıklı makalede o günler için oldukça cesur tahminlerde bulunuyordu. İlk olarak Gates, internetin de en az televizyon kadar büyük bir finans kaynağı olacağını söylemişti. O dönemde internet kullanıcıları dünyanın %1’ine tekabül ediyordu. Bu küçük kitle mâliyetlerden ve kullanım zorluğundan ötürü sadece maddi ve kültürel anlamda üst tabakadan olan kimseleri temsil ediyordu. Buna rağmen Gates, internette küçük şirketlerin büyük şirketlere daha adil bir biçimde meydan okuyabileceğini yazıyordu.
İnternetin yeni yeni ortaya çıktığı bu dönemde Bill Gates internet ortamına yön verecek asıl şeyin reklamlar değil içerikler olduğunu söylemişti. Ancak Gates’e göre istikrarlı reklamlar ve abonelikler yine de etkin bir rol izleyecek ve içerik yönetimine bu kavramlar yön verecekti. İnternetteki haberlerin yerel değil küresel bir biçimde sunulacağını iddia eden Gates, yazılı medyanın sonunu da öngörürken içeriğin önemine ayrıca dikkat çekmişti. Gates’in 25 yıl önce ortaya attığı “Content is King” sloganı, bugün bile internet yayıncılarının çok sık kullandığı ve başlıca var olma taktiği olarak benimsediği bir cümle.
Google ve Question Hub
Aradan geçen 25 yıla rağmen Gates’in tespitleri tarihe karışmadı ve hatta her geçen gün dünya bu gerçekliklerle yüzleşiyor. Dünyanın en çok kullanılan arama motoru olan Google da algoritmalarına yıllardır bu metotlarla yön verdi. Web sitelerinin arama motoru nezdindeki itibarlarını özgün içeriğe göre teslim eden Google, içeriğin ne denli önemli olduğunu her fırsatta vurgulamakla birlikte bu konuda karşılıklı menfaat odaklı bir projenin düğmesine 2019 yılında bastı.
Beta sürümünün ilk olarak Endonezya, Nijerya ve Hindistan’da kullanıma açıldığı Google Question Hub, içerik üreterek internet ortamında taraf olmak isteyen kullanıcılarına yol gösteren bir görev üstleniyor. Question Hub’un başlıca amacı, daha önce Google kullanıcıları tarafından aratılmış fakat tatmin edici sonuçlar çıkmamış olan anahtar kelimeleri içerik üreticilerine ve medya mensuplarına sunmak. Google bu yöntemle daha iyi bir arama deneyimi sunmayı hedeflerken ona sadakatle bağlanan daha fazla içerik üreticisi elde etmek istiyor.
Arama motorlarında bir insanın sahip olamayacağı, hiçbir kütüphaneye fiziksel olarak sığdırılamayacak kadar büyük verilerin bulunduğu artık çocukların bile farkında olduğu bir mesele. Ancak yine de Google henüz yazılmamış ya da kolay erişime sunulmamış, yeterince vurgulanmamış arama sonuçlarının bulunabileceğini düşünüyor ve haksız da değil. Son yıllarda kişiselleştirilmiş arama sonuçlarına daha çok önem veren Google, bu yıl Question Hub’ı ABD’deki kullanıcılarına da sundu.
Büyük maddi değerlere sahip olan bütün dijital platformların sosyal bir etkileşim içerisinde olduğunu ve bu etkileşim sayesinde büyüyebildiğini söylemek mümkün. Hatta Google bu farkındalığını Playstore’daki uygulamalar için yazılımcılara yönelik beta sürüm imkânı sunarak da göstermişti. Artık yazılım dünyasında kullanıcı deneyiminin kullanıcı tarafından tasarlanmasına dair önemli bir algı var. Google Question Hub da kullanıcıdan aldığı çağrıya aynı niyetle geri bildirim vermek istiyor.
Nijeryalı bir haber portalı olan Legit.ng’nin editörlerinden Bayo Olupohunda, Question Hub için içerik üretmeye başladıkları günden beri yayınlarının içeriklerinde ciddi bir gelişme gözlendiğini ve bu yaklaşım sayesinde kullanıcılara daha rahat bir biçinmde ulaşabildiklerini ifade ediyor. Question Hub’ı takip etmek isteyenler için Google, Question Hub için hazırlanan sitede bir form hazırlamış.
İçeriğin her geçen gün daha da “kral” olduğu internet ortamında, dijitale geçişin artık işletmeler adına en rasyonel adım olduğuna karar verdiğimiz bu günlerde Question Hub’ın ne denli başarılı olacağını bize zaman gösterecek. Ancak içerik yöneticileri bu projenin Google’ı ve içerik üreticilerini daha da geliştireceğini söylüyor. Bu nedenle tam da Google Question Hub’ın konuşulduğu şu günlerde Bill Gates farkındalığıyla tekrar yüzleşiyoruz: İçerik Kraldır!
Yorumlar