İngiliz marka ajansı Robot Food ile birlikte geliştirile, modern Danimarkalılar için uygun olan ile modern dünya ile markayı ortak noktada buluşturmayı amaçladı
1873'te kurulan Tuborg, 1970'den beri Carlsberg Group'un bir parçası olan Danimarkalı bir alkollü içecek şirketi. Markanın Tuborg Grøn (Tuborg Green) adlı amiral gemisi birası, ilk kez 1880'den beri hala en popüler ürün olmaya devam ediyor.
Şirketin ürün portföyünde Tuborg Classic, Gold, Zero, Christmas Brew, Easter Brew, Red ve Squash dahil olmak üzere birçok ürün bulunuyor. Danimarkalıların “Thues Borg”, “Borg”un “Kale” olarak adlandırdığı ve Tuborg olarak kısaltılan Jonas Thues'un ünlü ama hiç de lüks olmayan hanından alan bira fabrikasının adının merak uyandıran bir hikayesi var. Portföyünü birleştirmek ve markayı bir Danimarka simgesi olarak daha da güçlendirmek isteyen Tuborg, kısa süre önce İngiltere merkezli Robot Food Leeds tarafından tasarlanan yeni bir kimlik ve ambalaj serisini tanıttı.
İngiltere merkezli marka ajansı Robot Food ile iş birliğinde geliştirilen kimlik, modern Danimarka kimliğinden uzaklaşmadan, daha ılıman ve kapsayıcı marka özünü yakalamak için farklı tonlara sahip markaları birleştirmeyi ve güçlendirmeyi amaçlayarak tasarlandı. Nitekim Tuborg'un marka konumlandırması, biranın hayatın her kesiminden insanları birleştirmede hayati bir rol oynadığı gösterilen “fællesskab” veya topluluk fikrine dayanıyordu.
"Topluluk vurgusu" ve "zamansızlığı" vurgulamak için markanın ikonik 'clockman' ise oldukça iyi bir seçenekti. Ajans, tıpkı Coca- Cola'nın ikonik şişe silüeti gibi, Tuborg ile özdeşleşen avuçiçi saat silüetini Tuborg markasının kalbine yerleştirdi ve bu “fællesskab” duygusuna erişmek için bir boyut olarak kullandı. Yeni markanın sözel ve görsel iletişiminde birleştirici ve tutarlı bir marka öğesi olarak yerini alan Robot Food daha sonra her bir biranın marka kişiliğini güçlendirmek ve her bira çeşidine uygun aktivasyonlar ve görüntü stillerindeki nüansları aradı.
Başlangıçta, Robot Food ekibi, şekillerden renklere, yazı tiplerine, tasarım öğelerinin yerleşimine ve bireysel etiketlerin mimarisine kadar birçok alt başlığı inceleyerek, mevcut Tuborg tasarımlarında en çok ön plana çıkan unsurlar incelenmesi ardından Robot Food, marka ile özdeşleşen unsurların hangisinin ön plana çıkarılacağı ve hangilerinin sadelik yaratmak için kaldırılması gerektiğini inceledi ve en güçlü, en tanınabilir ve ikonik unsurların öne çıkmasını sağladı.
Robot Food'un Tuborg'la yeniden markalama sürecinde yaşadığı en büyük zorluk, tüketicilerin alışkanlıklarını değiştirmeye gösterecekleri direnç karşısında, mevcut alışkanlıkların dışına çıkmadan farklı elementleri bir araya getirerek ortak kimlik yaratmak oldu. Robot Food, yeni ambalaj tasarım sistemini oluşturmanın yanı sıra, Tuborg için ticari ve ticari olmayan iletişim, fotoğrafçılık, ürün ve dijital platformlara uzanan eksiksiz bir marka dünyası da inşa etti.
Ve ortaya, Tuborg'un yeni uçtan uca değişen markası ortaya çıkmış oldu.
Alkollü içecekler kategorisinin önemli oyuncularından Tuborg'u bugün tüm Danimarka kültürüyle tamamen özdeşleşen bir hale getirmenin yanı sıra rafta göze çarpan ve tanınırlığı artırmaya odaklanarak stratejik bir hamleye imza attı. Tuborg'un kategoriye yeni tüketiciler çekerken mevcut sadık müşteri tabanını koruması da hayati önem taşıyordu.
Bu imaj yenilenmesinden önce, Tuborg onlarca yıldır bütünsel marka yerine, ürünlerin tekil olarak markalaşma stratejisini benimsemiş olması zaman içerisinde ürünler, paketler, temas noktaları, boyutlar ve çeşitler arasında farklı tarzların karmakarışık olmasına yol açtı.
Comments